Darbeler, Kuşlar ve İstiridye Kabukları

" Dünyanın farklı köşelerinden (iki hapishanede b.n) iki olay.. Biri askeri darbe dönemi Uruguay’da..

Diğeri sivil darbenin yaşandığı Türkiye’de..

Uruguay’daki hikaye ünlü yazar Eduardo Galeano’ya ait..

Türkiye’deki hikaye ise o yıllarda gazetelere haber olmuş, meclise bile taşınmış bir olay..

***

Yıl 1973’tür..

Amerika Birleşik Devletleri, Uruguay Silahlı Kuvvetleri ile işbirliği yaparak, Uruguay’da yönetimi ele geçirir..

Devlet Başkanı diktatör Juan Bordoberry’dir..

Ülke bir anda hapishaneye döner..

Siyasi mahkumları işkenceleriyle ünlü Libertad Hapishanesi’ne koyarlar..

Onlardan biri de öğretmen Didasko Perez’dir..

Libertad “Özgürlük” demektir..

Ama Libertad’ta özgürlük hapistedir..

Çok sert kuralları vardır..

Siyasi mahkumlar izin almadan konuşamaz, ıslık çalamaz, sırıtamaz, şarkı söyleyemez, hızlı yürüyemez ve başka bir mahkumu selamlayamazlar..

Aynı şekilde, hamile kadınların, çiftlerin, kelebeklerin, yıldızların ve kuşların resimlerini ne çizebilir, ne de hapishaneye sokabilirler.,

Didasko Perez, bir pazar günü beş yaşındaki kızı Milay tarafından ziyaret edilir.

Kızı ona üzerinde kuşların olduğu bir resim getirir..

Ancak gardiyanlar izin vermezler, hapishane girişinde kuşları yırtarlar.

Ertesi pazar Milay bu kez ağaçların resmini getirir babasına..

Ağaçlar yasak değildir..

Resim sakıncalı bulunmaz..

Didasko resmi överken kızına ağaçların yaprakları ve dalları arasındaki rengarenk küçük yuvarlakların ne olduğunu sorar:

“Bunlar portakal mı, meyveler mi?”

Küçük kız onu susturur:

“Şşşitt.”

Ve kulağına sessizce fısıldar:

“Şaşkın. Onların göz olduklarını göremiyor musun?.. Sana gizlice getirdiğim kuşların gözleri!”

*. *. *

Tarih 2010’dir..

Türkiye’de “İleri Demokrasi” sloganları atan bir sivil iktidar vardır.

Mersin’de yazar Adil Okay’ın 5 yaşındaki kızı Öykü Okay, babası gibi hapishanelerde yatan siyasi mahkumlara moral vermek için onlarla mektuplaşmaya başlar..

Her mektubun içine birer renkli balon koyar..

Çocuk aklı işte..

Hapiste kocaman adamların balonlarla mutlu olacağını düşünür..

Çünkü balon onun için özgürlüktür.

Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti balonları sakıncalı bulur..

Tutuklulara vermez..

Bunun üzerine Öykü deniz kıyısından topladığı istiridye kabuklarını mahkumlara yollamaya başlar..

İstiridye kabukları da sakıncalı bulunur..

Hapishanelere sokulmaz..

Yazar İbrahim Şahin ve Enver Özkartal ile şair Erol Zavar’a balonlardan sonra istiridye kabukları da verilmez..

Kuş resimleri de balonlar da sakıncalıdır..

*. *. *

Dünyanın farklı köşelerden iki olay..

Biri askeri darbe dönemi Uruguay’da..

Diğeri sivil darbenin yaşandığı Türkiye’de..

Uruguay’daki hikaye ünlü yazar Eduardo Galeano’ya ait..

Türkiye’deki hikaye ise o yıllarda gazetelere haber olmuş, meclise bile taşınmış bir olay..

Düşünebiliyor musunuz?..

Kuş resimlerinin ve balonların sakıncalı göründüğü bir dünyada yaşıyoruz..

Özgür değiliz..

“Sadece fiyatların özgürlüğü var… Piyasa ne kadar özgürse insanlar o kadar tutsak.” der Eduardo Galeano..

Gerçekten de öyledir..

Askeri darbeyi de, sivil darbeyi de belirleyen piyasadır..

Sermayedir..

Askeri darbe de, sivil darbe de sermayenin savaşıdır..

Zenginler savaşır..

Halk kaybeder..

Balonu da, istiridye kabuğunu da yasaklatan onlardır..

Onlar özgürlük düşmanıdır..

Çünkü onların kurduğu adalet düzeni, tıpkı yılanlar gibi, yalnızca çıplak ayaklıları ısırır.

Kuş resimleri ve renkli balonlarla dolu özgür bir dünya dileğiyle..

İyi haftalar.

Kaynak: www.haberhurriyeti.com