Duyarlılık yalnız insan cinsine dair bir davranış olmayıp, bütün canlıların karşılıklı gösterdiği bir tavırdır. Bitki ve hayvanlar cinsinde de bu duyarlılığı izleyebiliyoruz. Onun için, gazeteci ve yazar olarak siyasi tutsaklara yazdığım mektup ve kartlar da dünya tarihinde nadir bir örnektir. Kendimin de bu siyasi tutsaklar gibi, hiç bir suçum olmadığı halde tutuklanmam, havaalanı hücresinde ve daha sonra cezaevi ortamında yaşamak zorunda bırakılmam tüm canlılığı ile 21 yıl sonra da belleklerimde…bütün bu benzeri ve daha farklı sorunlar, yaşam ortamları ve siyasi tutsaklara yazı diliyle de olsa değinebilmem bende bu farklı duyarlılığı sürdürüyor.
Ben, o zaman apar-topar yurtdışı edilirken, siyasi tutsak arkadaşlarıma söz vermiştim…onları asla unutmayacak ve kendilerine kartlar-mektuplar yazacaktım. Bugün yaptığım da verdiğim bu sözümden ibaret bir tavır. Bir kişi veya bir cezaevine değil, çok siyasi tutsağa, çok cezaevi adreslerine yazdım ve yazmaya devam ediyorum. O yüzden kendi yazdığım kart ve mektupları yayınlama alışkanlığım olmasa da, cezaevlerinde tutulmalarını gerektiren hiçbir suçları olmadığı halde bireysel fikirleri, kimlikleri ve hak-adalet aramaları suç sayılarak, cezaevlerinde rehin tutulanlar onlar. Garibe Gezer’e yazdığım ve postaya veremediğim kartın örneğini bir daha asla yaşamak istemiyorum ve gelin hep birlikte siyasi tutsaklara yazacağımız bir kart veya mektup ile duyarlılığımızı gösterelim diyorum.
Gelin hepimiz birer MOR renkli mektup yazalım! diyor ve bu vesileyle, zindanlarda rehin tutulan siyasi tutsak arkadaşlarımıza el yazısıyla birer kart yazıp gönderiyorum. Gerçi bilgisayarda yazmak daha kolay olur ama elle yazarken, okuyanlar yazının şekil ve karakterinden yazan insanın o andaki ruh halini de okuyabilirler diye düşünerek bu sefer kartları el yazısıyla yazıyorum…
‘Malaga sihir’ çizimleri olan kartları Büşra arkadaş renkli kalemlerle boyadı; ben de suya susamış yaz sıcaklığı misali kartları hemen rehin tutulan 4 siyasi arkadaşa kısa nağmelerle yazıp, yolladım. Gönderilen kartların kendilerine verilmesini garantilemek(!) için de postahaneden taahütlü ücretle(her kart 4.60 €) gönderdim.
4 kartı kime göndereceğimi kura ile çeker gibi seçtim ve Gültan Kışanak, Semra Güzel, Adnan Selçuk Mızraklı ile Gülazer Akın kurada seçildiler.
Sevgili SEMRA, 19.07.2023
İnsanın yaşamak için yürümeye, düşünmeye, bilinmeyeni bilmeye ihtiyacı vardır ve hep de olacaktır. Ancak, bazı özlem ve acılar bu süreçte bizleri de tarihin süregeninde peşinde koşturarak, sürüklüyor. Bu anlamda sevgi ve umut dolu mor renkli selam buketimi yolluyor,
Sevgiyle kucaklıyorum.
Semra GÜZEL, Kocaeli – Kandıra 1 Nolu, F Tipi Yüksek Gvenlikli Cezaevi, KOCAELİ – Türkiye
Değerli Adna SELÇUK arkadaş, 19.07.2023
Bizlerin, sizin o güzel, candan, samimi gülücüklerinizi ne kadar özlediğimizi bu vesileyle yazıp, hatırlatmak istedim. Ancak bu sefer yazımı kısa, kısıtlı tutacağım için kusuruma bakmayın. Bu durum benden değil, yazdığım karttaki yerin kısıtlı olmasından kaynaklı. Aynı zamanda kartın çizimini boyayan Büşra’nın da size selamları var. Ayrıca hatırlatmak isterim ki, sizin bizlerin yüreğine kurduğunuz sağlam, yıkılmaz bir saygı tahtınız var. Bu vesileyle yanınızdaki Selahattin Demirtaş arkadaşa da selam ve sevgilerimle, size de kırmızı gülllerden oluşan buket eşliğinde selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Adnan Selçuk Mızraklı, Edirne F-Tipi Cezaevi, B1 – 38, Edirne – Türkiye
Değerli GÜLTAN arkadaşım, 19.07.2023
Sadece suya susayan çiçekler niyetinde, kısa da olsa bir selam yollamak için yazdığım bir kart. Kartı Büşra boyadı ve ayrıca selamlarını da iletmemi istedi. Benim yazım bu seferlik çok kısıtlı olacağı için özür dilerim. Senin, ben ve ben gibilerin yüreğinde, özgür düşünce – onurlu yaşam mücadelesi veren kadının MOR rengiyle taht kurduğunu sadece hatırlatmak istedim ve bu vesileyle sevgi, saygılarımı gönderiyorum.
Gültan KIŞANAK, Kocaeli- Kandıra 1 Nolu, F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi, Kocaeli – Türkiye
Sevgili GÜLAZER, 20.07.2023
Sana birkaç cümleden ibaret bir kart yazmayı ve MOR renkli selamlarımı göndermeyi düşünürken, geçmişe dair bir duygu seline kapıldım. Seninle 2003 yılında, daha Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde tanışmadan önceydi. Yine bir seçim çalışmasından dolayı, bu sefer Bitlis ve çevresinde ama Ahlat’ta yani senin doğup büyüdüğün ama yaşamını sürdüremediğin yere gitmiştim. Orada arkadaşlarla sohbetlerimiz sonrasında sanki herkes ağızbirliği yapmışçasına,’’Gül arkadaş senin gibi kadınlara burda çok ihtiyacımız var. Lütfen gitmeyin, burda kalın’’ demişlerdi. Gerçi gittiğim Diyarbakır, Hakkari, Cizire vb. Yerlerden de bu tür teklifleri alıyordum ama seni şimdi düşününce, Ahlat’taki arkadaşların teklifi yeniden duygulanmama neden oldu. O yüzden de şimdi senin ‘Uçurtmam’ adlı şiirin aklıma geldi. Birgün o yüksek tepelerde birlikte renkli uçurtmalar uçurup, çocukların heyecanlı çığlıklarını yüreklerimize ekeceğiz. Bu sevda bizim ve hiç bir engel bu sevdamızı yaşamamıza engel olamayacak…söz sözü açar misali daha fazla uzatmadan kart tadında bırakarak, bu seferlik cümlelerime nokta bırakmak istiyorum.
Seni büyük bir hasret, özlemle kucaklıyor, öpüyorum. Bir de orada yanında bulunan arkadaşların hepsine selam, sevgi ve hürmetlerimi yolluyorum.
Gül Güzel
Gülazer Akın, Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi, B- 20 , Bünyan- Kayseri – Türkiye
Gülazer Akın’ın 2004 yılında yazdığı ‘Uçurtmam’’ adlı şiiri
Gelemiyorum yanına
Bir uçurtmanın kuyruğuna takılıp
Gelmek isterdim
Çekmedi yorgun bedenimi
Bulutlara takılmayı denedim,
Bir yıldırımla attı üzerinden.
Dalgalara bıraktım kendimi,
Kıyılarına vurmak için
Kağıttan gemi kesti yolumu
Kapatılan takvim yapraklarıyla
Gitgide tüketiyor zaman beni
Gün geceye gömdü gözlerimi
Gece güne savurdu yüreğimi.
Küle dönen kor tenimde
İzi kaldı dokunuşlarının
Üşüyorum…
Sıcaklığını bulmak için
Vurdum kendimi sahranın göbeğine
Güneşin ortasına attım
İp merdivenimin ucunu
İp tutuştu
Ben yanamadım
(Değerli Gül arkadaşım ve de Güzel Anama) 10.10.2004, Gebze Cezaevi
Kadının Kaleminden – Gül Güzel – 24.07.2023
Kaynak: Avrupa Demokrat
- 6 gösterim