Mutlu olmak...
Yaşam keyifli mi diye sorsalar, yanıtım hem toplamda, hem de kendi özgülümde 'keyifli değil' derim. Can sıkıcı ve keyif kaçırıcı o kadar çok şey var ki, bu durumda keyifli olmak mümkün değil. Ancak mutlu musun diye soracak olsalar, çelişkili görünse de 'mutluyum' derim.
Çünkü kendi doğrularımla yaşamaya çalışıyorum. İHD Hapishane komisyonundayım. Komisyon çalışması yorucu mu oluyor? Evet yorucu oluyor. Sürekli iç acıtıcı haberler alıyoruz. Özellikle hasta mahpuslarladan gelen mektup, başvuru ya da haberler iç travmaya yol açacak türde.
Menemen R Tipi hapishanesinde Exmede Xemi'nin tekerlekli sandalyesinin ihtiyacını karşılamayacak kadar hasarlı olduğunu aylar önce öğrendik. 18 yaşında tekerlekli sandalyaye mahkum olmak tek başına iç acıtıcı. Hapisteyken durum daha vahim oluyor. Hele sandalye iş görmeyecek boyutta bozulmuşken, durum alabildiğine vahimleşiyor.
Komisyonumuza yapılan başvuru üzerine Xemi'nin tekerlekli sandalye ihtiyacının karşılanması için hapishane idaresi ve ceza tevkif evleri genel müdürlüğüne yazılar yazdık. Bu ihtiyacın karşılandığını Xemi'den gelen mektupla öğrendik.
İhtiyacın karşılanması bizim yazdığımız yazı sayesinde oldu diyemeyiz. Ama bu yazının da kesinlikle payı olmuştur diye düşünüyoruz. Exmede'de böyle düşünüyor olmalı ki mektubunda tekerlekli sandalye ihtiyacının karşılandığını bize dost sıcaklığıyla anlattı.
İhtiyacın karşılanmasında bizim payımızın da olması, keyiflendirmedi ama beni çok mutlu etti. Açlık grevinden sonra Exmede'le Ergin aynı hücreye alındı. Tek başına yaşayamaz raporlarına rağmen iki insan aynı hücrede. Dışarıdan bakıldığında “vahşet” denebilecek bir durum var. Ama Ergin İzmir İHD'den giden avukat arkadaşlara deyim yerindeyse mutluluğun resmini çizmiş. “Elimiz olmayanın eli, ayağımız olmayanın ayağı oluyoruz. Biz iyiyiz.”
Ergin ve Exmede “vahşet” diye nitelenecek bir tabloya mutluluğun resmini çizmişler.
Her hafta “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın!” diyoruz. Bırakılıyorlar mı? En azından kısa sürede hayır. Ama biliyoruz ki ilacı dahi verilmeyen hasta mahpusa ilacı verilmeye başlanıyor. Bu önemli bir durum. Asıl önemlisi ise, hasta mahpus yalnız bırakılmadığını görüyor. Fiziki tecrit koşulları değişmese bile sistemin dışarıdaki çoğu kişide bile yarattığı yüreğindeki tecrit duvarı parçalanıyor. Kesinlikle mutlu oluyor.
Bunları bilmek beni mutlu ediyor.
Muharrem Kurşun
İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu