Bir Adli Tutsak Mektubu ve Modern Kölelik

Görülmüştür Ekibi olarak, sadece sosyal demokrat, sosyalist ve Kürt Yurtsever Tutsaklarla dayanışmayı hedeflemiş durumdayız. Ama dönem dönem adli mahpuslar da adresimizi bulup bize sorunlarını yazıyorlar. Kimi zaman da işkence kime yapılırsa yapılsın diye karşı çıktığımızı belirtiyor ve "Fetö" davasından tutuklananlara uygulanan işkencelere karşı da tavır alıyoruz. Bu konuyla ilgili yazılara- mektuplara yer veriyoruz.

Daha önce hapishanede çalışma şartları- ağır sömürü mekanizması hakkında araştırma yazılarımız yayınlanmıştı. Yeni aldığımız bir mektup, içeride hiç bir geliri olmayan bir adli mahpustan geldi. Barış Iğdız adlı mahpus ayda 300 Tl karşılığı çalışabilmek için başvuru yapmış. Yani mecburiyetten 3oo TL maaşı kabul etmiş.

Çalışmak isteyenlere karşı çıkamayız elbette ama devlet böyle mi "topluma kazanacak" bu insanları. Asgari ücretin üçte dörtte birini aylık vererek mi.

Görülmüştür Ekibi'nden Adil Okay'ın daha önce bu konuyla ilgili yazdığı makaleden bir bölüm aktaralım:

"Modern kölelik mahpus işçiler

“Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın açıklamasına göre, “pilot hapishanelerden” Ümraniye’deki işyurtlarında çalışan tutuklu ve hükümlülerden ustalara 7, kalfalara 6,50, çıraklara da 6,25 TL günlük yevmiye veriliyor. Ümraniye T ve E tipi cezaevlerinde özel sektörle işbirliği kapsamında tekstil ürünleri üretiliyor. Cezaevi işyurdu müdürlüklerinde çalıştırılan 26 bin 444 hükümlü ve tutukludan bin159’u özel sektörle işbirliği kapsamında çalışıyor. (sayılar geçen birkaç yılda değişmiş olabilir.) Bakanlık, hapishanelerde işçi çalıştıran şirketlerin adını gizli tutuyor.”

“5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun Altıncı Bölümü “Hükümlünün Yükümlülükleri”ni düzenlemiştir. Buna göre Kurum hekimi tarafından ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı olduğu belirlenen meslek sahibi olmayan hükümlüler kurum imkanları ölçüsünde çalışmakla yükümlüdürler. Çalışma, 5275 sayılı Kanunda hükümlüler için bir yükümlülük olarak öngörülmüş iken tutuklular açısından istek şartı aranmıştır.

Politik tutsaklar ise (tutuklu veya hükümlü) bu yasadan muaf tutulmuşlardır. Bu da bilinçli bir uygulamadır. Devlet politik tutsakların bu kölelik sistemine başkaldıracağını bilmektedir. Onlara da tecrit dayatılmıştır.

Peki 30 bine yakın adli hükümlü bu koşullarda neden çalışıyor.

Bunun yanıtını CISTT’a gelen bir adli mahpus mektubu veriyor:  “Cezaevinde para neden mi lazım? Su ısıtıcısı, televizyon, buzdolabı alabilmek veya elektrik faturalarını ödeyebilmek için; sabun, deterjan, şampuan gibi temizlik ihtiyaçlarını almak için; iç çamaşırı, giysi, ayakkabı almak için; hapishane karavanası dışında bir şey-meyve veya bisküvi gibi-yemek için… Mahpuslar kendilerine verilen üç öğün yemek ve koğuş aydınlatması dışında temizlik, giyim, sigara, çay gibi bütün ihtiyaçlarını kendileri karşılamak zorunda. Eğer yakınlarınız size para göndermiyorsa, “sigara ya da çay içemez, elbiselerinizi yıkayacak deterjan, banyoda kullanacak sabun bulamaz, idarenin verdiği yemek yenilemez olduğunda kantinden hiçbir şey alamaz, hapiste tutulduğunuz yıllar boyunca aynı giysi ve iç çamaşırlara mahkûm olursunuz.”

Politik tutsaklar dayanışma ile bu sorunu çözmektedir. Ama dışarıdan yakınlarından asgari bir destek alamayan bazı adli mahpuslar kölelik koşullarında çalışmaya razı olabilmektedir."

***

yazının bütününü okumak için bağlantı:

http://gorulmustur.org/icerik/mahpuslara-dayatilan-modern-kolelik-ve-yen...

Ekte okuyacağınız mektup bu konuda yazdıklarmızın söylenti değil gerçek olduğunu ortaya koyuyor.

Not: Barış Iğdız'ın mektubunu okumak için paylaştığımız resme tıklayınız.