İzmir İHD Şubesi her hafta yaptığı "Hasta tutsaklar serbest bırakılsın" eyleminde, bu defa Görülmüştür Ekibi'nin ilk kez sergisini açtığı tutsak ressam Aynur Epli'yi anlattı.Aynur Epli'nin resimleriyle sergi açmak isteyen grup-kurum olursa bizimle bağlantıya geçebilirler. Kadına şiddet ve hapishanede kadın temalı orjinal resimler hazır çerçevelenmiş başka kentlerde sergilenmeyi bekliyor.
İHD İzmir Şubesinin açıklamasını paylaşıyoruz.
***
Basına ve Kamuoyuna
"Matematiği kuvvetli arkadaşlar bir adım öne çıksın: 3 kişilik odaya kaç kişi sığar?''-Özgür Amed-
Dışarıda devletin ısrarla sürdürdüğü kirli bir savaş var. Şu an Türkiye Hapishaneleri'nde tarihinin en yoğun hareketliliği yaşanıyor. Memleketin bir köşesinden diğer köşesine sürgünler hiç durmadan devam ediyor. Gidilen tüm yerlerde hoş geldin dayağı ve onursuzca yaklaşımlar... Gidenlerin eşyaları verilmiyor, çoğu kayıp. Ailelere haber verilmiyor. Aylarca çocuklarının nerede olduğunu bilmiyorlar .Bu bir taşınma değıl. Taşınmayı hepimiz biliriz. Eşyaları kolilemek günler alır. Yeni eve, semte-komşulara ısınmak-alışmak! Belki aylar. Hapishanelerde taşınmak! Bir an şöyle bilmediğiniz bir şehirde sokağa çıktığınızı düşünün.. Yanınızda hiçbir eşyanız yok, giysileriniz bile. Öyle bir hal bile, bir mahpusun apansız sürülmesinden daha iyidir. ‘TAŞINDI’, değil de ‘SÜRÜLDÜ’ denmesinin sebebi budur.” Her şey bir yana, en önemlisi ve en zorlayıcı olan hasta mahpus arkadaşların durumu ile ilgili. Gerçekten o kadar özgün ve zor durumu olanlar var ki, anlatmaya dilimiz varmıyor. Ergin Aktaş ve Sibel Çapraz arkadaşların durumları bu konudaki politikaları anlamak için yeterli ipucu veriyor... Bu hasta mahpuslar sürgün zamanları da listenin en başına eklenir. Örneğin diyaliz makinesine bağlı yaşayan Celal Şeker, iki ayağı olmayan Mehmet Özen arkadaşlar ve ona yaşatılanlardan roman çıkacak Emin Özkan.... Durumu ağır olanları bilerek sürgün ediyorlar. Sorumluluk almak istemiyorlar...
Matematiği kuvvetli arkadaşlar bir adım öne çıksın: 3 kişilik odaya kaç kişi sığar? Adı üstünde "üç" demeyin. 3 kişilik yerde şuan 7 kişi kalınıyor. En azı 6... İyi de bu küçücük hücre tipi odalara 7 kişi nasıl sığar? Hadi odaya sığdırdık peki insanlığa? Görüntüyü tarif etmeyeceğiz. Ne siz sorun ne biz söyleyelim....
Bugün sizlere yine hasta bir mahpustan söz edeceğiz:
Aynur Epli; 1973 Ağrı Doğu Beyazıt doğumlu Özgürlük ve Eşitlik” istemini yüksek sesle dile getirdiği için için 1994 yılında cezaevi ile tanıştı. 22 yıldır mahpus. Sırasıyla Erzurum,Van,Siirt,Diyarbakır Cezaevlerinde kaldı. Şakran Kapalı Kadın Cezaevi'ne sürgün edildi.Aynur; İçeride büyümüş deyim yerindeyse. El yordamıyla yön tayin etmeye çalışmış. Daracık hücresinde eline geçen kitapları okumuş. Günde birkaç saat gökyüzüne bakma imkânı olmuş. Beraber olduğu koğuş-hücre arkadaşlarıyla bildiklerini paylaşmaya çalışmış . Ne bir kurs görme imkânı bulmuş ne de güzel sanatlar yollarında ellerinde fırçalar - tuvaller olan öğrencilerin arasına karışabilmiş. Sonra bir gün resim yapmayı denemiş. Karakalem, kuru boya derken hapishane kantininden satın alabildiği boyalarla kendini ve çevresını anlatmaya başlamış. Yapıtları o kadar çok ki geçtiğimiz yıl ''Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde Mersin'de sergilendi.
Aynur Epli ; sağlam girdiği mahpus damında hastalandı,rahim kanseri. İHD’nin hasta mahpuslar listesinde adı var ama bu konuda ayrıntılı bilgi vermez. Zira Aynur, kendi dertlerini mektuplarda anlatmaz. “İyiyim” diyerek çevresine moral vermeye çalışır.Umut ve sevgi dağıtır. Aynurlar o kadar çok ki hangi birisini anlatalım.Onların sesi olmaya devam edeceğiz.
İnsan Hakları Derneğı İzmır Şubesi olarak diyoruz ki:
Amasız, fakatsız; HASTA MAHPUSLAR SERBEST BIRAKILSIN!
İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi
15.10.2016
- 5 gösterim