TBMM İNSAN HAKLARI İNCELEME KOMİSYONU VE CEZA VE TEVKİF EVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE
Bilindiği üzere, Türkiye genelinde yüzlerce farklı tip hapishanede on binlerce tutuklu ve hükümlü mahpus bulunmaktadır. 2016 yılına dair yapılan resmi açıklamalarda belirtilen verilere göre de, hapishanelerin kapasitelerinin üzerinde dolu olduğu yine bilinen bir durumdur.
Hapishaneler temel hak ve özgürlüklerin en fazla ihlal edildiği özel izolasyon bölgeleri olmaları nedeniyle gerek ulusal gerekse de uluslar arası toplum nezdinde sürekli önemli bir gündem konusu olmuştur. Derneğimizin de kurulma gerekçelerinden biri hapishaneler ve buralarda yaşanan hak ihlalleridir. Öyle ki, 12 Eylül darbesinden sonra kurulun İnsan Hakları Derneği, koşulsuz ve şartsız olarak, her mekanda ve zamanda hak ihlallerine karşı faaliyet yürütmüş ve halen çalışmalarına bu temelde devam etmektedir.
Hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri ülkenin siyasal sürecine göre farklılık gösterebilmektedir. Rutini hak ihlali olan bu sistemde, OHAL, Sıkıyönetim veya bazı özel zamanlarda ise, mevcut hak ihlalleri en üst noktaya çıkmaktadır. 2015 Temmuz ayından beri yaşanan çatışmalı süreç ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL ile birlikte her alanda olduğu gibi hapishanelerde de temel hak ve özgürlükler kısıtlanmış veya ortadan kaldırılmıştır.
Yaşam hakkı, işkence yasağı, düşünce ve ifade özgürlüğü, özgürlük ve güvenlik hakkı gibi temel haklar başta olmak üzere farklı kategoriden birçok hakkın kullanımının durdurulduğu veya kısıtlandığı bir sürecin tam ortasındayız ve geçen her gün hak ihlallerinin arttığı ve şiddetin her alanda kendisini gösterdiği bir süreci işaret etmektedir.
Hapishanelerde yaşanmakta olan bu hak ihlalleri mahpusların farklı kimliklerine de sürekli saldırı niteliğindedir. Öyle ki, yazımızın konusu olan Kadın Hapishanelerinde kalan kadın mahpuslara dönük hak ihlalleri, insan haklarına aykırılık ihtiva ediyor olmasının yanında kadın kimliğine de özel bir saldırı niteliğindedir.
Aşağıda birçok kadın hapishanesinde yaşanan hak ihlallerine dair tespitleri sizinle paylaşacağız. Belirtilen hak ihlalleri, mektup, mail, faks yoluyla veya doğrudan mahpus yakınlarının derneğimize gelerek başvuru yapmaları veya basında çıkan haberler üzerinden ve konuya dair mahpuslarla veya aileleriyle yerinde görüşmeler yapılarak tespit edilmiştir.
Görüşme ziyaretler sonucunda belirlenen hak ihlallerinin özeti şu şekildedir:
Tarsus C Tipi Kapalı Hapishanesi:
Kadın mahpusların ısınma ve sıcak su ihtiyaçlarının yetersiz karşılandığı ve bu nedenle hijyen koşullarının olumsuz etkilendiği, göğsünde kist bulunan bir kadın mahpusun, askerlerin önünde muayeneye zorlandığı ve bunu kabul etmediği için doktorun hakaretine maruz kaldığı, kadın mahpusun röntgen çekilmesi esnasında askerlerin yanında soyunmaya zorlandığı ve bunu kabul etmediği için hakarete maruz kalması ve tedavisi yapılmadan hapishaneye geri götürüldüğü aktarılmıştır.
Gebze Kapalı Kadın Hapishanesi:
Gebze kadın hapishanesinde doktora ve mahkemelere götürülen kadın mahpuslara içeride gardiyanlar tarafından arama yapılmasına rağmen, dışarıda askerler tarafından tekrar arama dayatıldığı, ikinci kez kadın askerler tarafından aranmaya karşı çıktıkları için kadın mahpusların, doktora gidemedikleri ve tedavi haklarının engellendiği, ciddi sağlık sorunu yaşayanların bu nedenle doktora gidemedikleri, görüşmeler sonucunda dış güvenliğin Üçlü Protokolü gerekçe gösterdiği, yine kemoterapiye götürülen hasta mahpusların ring aracıyla götürüldüğü, tüm bu durumların sağlık ve tedaviyi ve sağlık hakkını ortadan kaldırdığı aktarılmıştır.
Bakırköy Kapalı Kadın Hapishanesi:
Siyasi kadın mahpuslar, çıplak aramaya maruz bırakıldıklarını, gardiyanların sayım için koğuşlara çok kalabalık girdiği, mahpuslara kaba davranıp, gerginlik çıkarmak istediği, yakın zamanda tutuklanan Sakine isimli yaşlı kadının hapishaneye götürüldüğü sırada çıplak aramaya tabi tutulduğu ve yeni gelen tüm tutuklulara da bu uygulamanın dayatıldığı aktarılmıştır.
Elazığ Kapalı Hapishanesi(Kadın koğuşları):
yeni inşa edilen ve açılır açılmaz hak ihlali haberleri ile gündeme gelen Elazığ T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde, kadın koğuşundaki ranza, tuvalet ve banyolara kamera takıldığı, bu nedenle tutukluların görüşe çıkmadığı, mahpusların, tek sıra haline getirilerek, zorla sayım yapıldığı, Ayrıca “terör suçlusu” yazan yaka kartlarının dayatıldığı aktarılmıştır.
Aliağa T Tipi Kapalı Hapishanesi (Kadın Bölümü):
Bu hapishanede kalan kadın mahpusların, odalarına jandarma ve gardiyanlarla oda aramaları adı altında girildiği, kitap ve bazı yayınların mahpuslara verilmediği, sadece Cumhuriyet gazetesi verildiği, sorunlarla ilgili verilen dilekçelere geç cevap verildiği, koğuş giriş ve çıkışlarında kimlik sorulduğu ve yanıt verilmediğinde soruşturma açıldığı, muhatap yetkili bulunmadığı, mahpuslara yönelik tehditlerde bulunulduğu aktarılmıştır.
Yaşanan bu hak ihlallerinden başta devlet yetkilileri olmak üzere herkes belli oranda sorumludur. Öyle ki hapishaneler bir toplumun vicdaAnını temsil eder. Kapatılmış insanlara karşı yapılan hak ihlallerinin ise, ne hukukta ne de vicdan da yeri yoktur. Yapılan tespitlerin göz önüne alınmasını ve yerinde çalışmalar yürütülerek gereğinin yapılmasını bekliyoruz.
Bizler İHD üyeleri ve aktivistleri olarak, özellikle hapishaneler yaşanan hak ihlallerinin son bulması ve hak ihlalini işleyen sorumluların tespiti ve yargılanması için bugüne kadar yürüttüğümüz mücadeleyi, bugünden sonrada sürdüreceğimizi ve konunun takipçisi olacağımızı belirtmek isteriz.
İHD İSTANBUL ŞUBESİ HAPİSHANE KOMİSYONU
İHD İSTANBUL ŞUBESİ KADIN HAKLARI KOMİSYONU
- 4 gösterim