12 Eylül mağdurları: Tek tipe karşı dışarıda da direniş örgütlenmeli

ADANA - 12 Eylül Askeri Darbesi döneminde cezaevlerinde kalan ve tek tip kıyafet düzenlemesine karşı direnen isimler, uygulamaya karşı cezaevleri kadar dışarıda da direnişin örgütlemesi gerektiğini ifade etti.

AKP tarafından çıkarılan 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen tek tip kıyafet dayatmasına dönük tartışmalar sıcaklığını korurken, buna dönük tepkiler gelmeye devam ediyor. Özellikle aynı uygulamanın hayata geçirilmek istendiği 12 Eylül Askeri Darbesi döneminde yıllarca cezaevlerinde kimi kalan isimler, çıkarılan yasayı ve buna karşı verilmesi gereken mücadeleyi değerlendirdi. 

 

Atletizm dalında sayısız madalyası bulunan eski milli sporcu olan Ahmet Pekyen, 12 Eylül döneminde cezaevlerinde yatmış bir devrimci olarak, askeri darbelerin hepsini görmüş bir isim. 

 

Darbelerle mücadele ettiği savıyla yola çıkan AKP’nin bugün, 12 Eylül döneminde olduğu gibi bir korku imparatorluğu yaratmak için tek tip uygulamasını getirdiğini ifade eden Pekyen,  darbelerle mücadele etmenin yolunun baskıcı rejimler inşa etmek yerine, daha fazla demokrasi, hukuk, insan hakları ve özgürlükler getirmek olduğunu söyledi.

 

Ancak Pekyen’e göre, KHK ve OHAL uygulamalarıyla içerisinde bulunulduğumuz tablo, diğer tüm darbelere rahmet okumakta. Pekyen, “Cezaevlerinde yatarken tek tip elbiseleri giymemek için direnişler ve açlık grevleri yaptık. Ama böylesi bir dikta rejimi görmedik ve böyle baskı yoktu" dedi. 

 

Tek tip kıyafet dayatmasının her halükarda cezaevlerinde direnişle karşılaşacağını ve büyük olayların yaşanabileceğini dile getiren Pekyen, bunun yanında toplumsal muhalefetin ise, KHK ve OHAL'e karşı ortak mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.

 

BERKTAŞ: TUTSAKLARA KEFEN GİYDİRİLMEK İSTENİYOR

 

Cezaevinde kaldığı 22 yılı anlattığı "İnancın Sınandığı Zor Mekânlar: Hücreler" isimli kitabıyla 12 Eylül’ün mağdurlarından biri de yazar Nevin Berktaş. Devletin tutukluların siyasi kimliğini ezmek ve mücadele dışında bırakmak için tek tip kıyafet uygulamasını uygulatmak istediğini ifade eden Bertaş’a göre, "Tek tip elbise, kefen demektir. Tutsaklara kefen giydirilmek isteniliyor." 

 

Uygulamanın aslında bir aşama olduğunu, hem cezaevlerinde hem de dışarıda olası direnişleri kırmak amacıyla yeni KHK'de cezasızlık hukukunun da meşrulaştırıldığına işaret eden belirten Berktaş, şunları söyledi: "12 Eylül döneminde de böyle olmuştu. O dönem devlet dışarıyı kendince garanti altına aldıktan sonra hapishanelere tek tipi dayatmıştı. O dönem devrimci tutsaklar büyük bir şiddetle karşı çıkıp, direndi.  Buna karşı önce uzun bir süre fiili direnişler yürütüldü. İşkenceyle giydirilen tek tip elbise parçalandı, mahkemelere adeta yarı çıplak vaziyette gidildi. Fiili direnişin yetmediği noktada ölüm orucu eylemine başlandı. Aylar süren direnişlerde sayısız işkence, ardından ölüm orucu eyleminde dört şehit verilmesinin ardından, devlet fiili direniş karşısından geri çekilmek zorunda kaldı. Devlet bu tip saldırıları örgütlemezse geleceğinin garanti olmadığının farkında. Geleceği için bu saldırıları gerçekleştiriyor." 

 

‘İÇERİDE VE DIŞARIDA DİRENİŞİ ÖRGÜTLEMEK GEREKİR’

 

O dönemde tek tip kıyafetin kötü bir kumaştan mavi keten pantolon ve ceket olarak tasarlandığını hatırlatan Berktaş, "Devlet toplumu teslim almak istiyor. Bunun için de bizler içerde ve dışarıda direnişi örgütlememiz gerekir. Bu şekilde bu uygulamaya son verilir" dedi.

 

ANTMEN: DEVLET BU DAYATMADAN VAZGEÇMELİ

 

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Türk Tabipler Odası üyesi Dr. Mehmet Antmen de, bir “tişört senaryosu” ile hayata geçirilmek istenen tek tip onursuzluğunu siyasi tutukluların kabul etmeyeceklerini ve her türlü mücadeleyi verecekleri düşüncesinde.

 

Ancak içerdeki mücadelenin yeterli olmayacağını, dışarıdakilerin de tutukluların mücadelelerine destek vermesi gerektiğinin altını çizen Antmen, tek tip dayatmasına karşı dışarıda güçlü bir kamuoyu yaratılıp, mücadele edilmesi halinde uygulamanın engelleneceğini belirtti. Tutukluların şimdiden açlık grevi veya farklı eylemlerle bunu kabul etmeyeceklerini beyan ettiklerine dikkat çeken Antmen, "Bu durumda çok kanlı biter. Çok fazla insanın ölüme mal olur ki, bu da insan hakları ve her türlü açıdan vahim olarak nitelendirilir. Devletin aklını başına alması gerektiğini düşünüyorum. Tek tip elbisenin insan onuruna yakışmadığını düşünüyorum. Bu anlamda hiçbir eyleme olanak vermeksizin, bu uygulamadan devletin vazgeçmesi gerekir" ifadelerini kullandı. 

 
Kaynak: Mezopotamya Ajansı