Korona Günlerinde Mahpusluk ve Firari Yazılar
Tacim ÇİÇEK
06 Ağustos 2022
Tacim ÇİÇEK
06 Ağustos 2022
“Yıllarca korku tarafından sömürüldük biz. Sadece ve sadece korku tarafından. Zulüm, yalan, kuşku… Bunlar hep korkunun çocuklarıdır. Havayı nasıl bomba denemeleriyle zehirliyorsak, ruhlarımızı da korkuyla zehirliyoruz…” John Steinbeck
Adil Okay
OHAL’E PANDEMİYE TECRİTE RAĞMEN SANAT - SANATÇI VE SANCI
Konuya başlamadan önce kısa bir özet vereyim: Koronavirüs yayılıp ülkemizde ve dünyada can almaya devam ederken siyasi iktidar felaketten bile istifade etmeye çalıştı. Örneğin;
“Politik tutsaklar (c)ezaevlerindeki keyfiyetten / eziyetten yıllardır çekiyorlar. İçlerinden binden fazlası hapishane koşullarından dolayı hastalandı. Her ay tahliye edilmeden ölenler oluyor. Ne yazık ki dışarıya tabutla çıkıyorlar. Ve “demokratikleştik” v.s. diyenler de bu dramı seyrediyor. Biz ise bıkmadan, usanmadan bizim için - sizin için, daha adil bir dünya ütopyasıyla zindana düşen ve içeride sağlığı bozulan bu insanların seslerini duyurmaya çalışıyoruz.”
***
HASTA TUTSAKLAR İÇİN NE YAPILABİLİR *
Görülmüştür Kolektifi'nin "Korona Günlerinde Mahpusluk: Tutsakların Korona Günlükleri" kitabı yayınlandı. Adil Okay'la 50 mahpusla birlikte çalışılarak hazırlanan kitabı konuştuk.
***
Zafer Kıraç* [email protected]
“Korona günlerinde içeride olan güzel insanları unutmayın, dışarıda yağmur yağsa içeride zemheri oluyor, bizden çok daha zor koşullarda yaşama tutunmaya çalışıyorlar, mektuplar gitmiyor demeyin, geç de olsa gidiyor, onlara yazmaya devam edin…”
Öncelikle pandemi zamanında hapishanelerde yaşananların, dışarıda şikâyet ettiğimiz koşullardan kat be kat daha kötü olduğunu söyleyerek başlayayım. Hani ara sıra metaforlara başvuruyoruz ya: “Türkiye yarı açık cezaevine döndü” ya da “dışarıdakiler de özgür değil ki…” gibi. Ama dönem dönem bunun bir metafor olduğunu unutup, teşbihte hata yapıyoruz.
"Dışarıdakiler mahsus mahallerde nelerle karşılaşıldığına ilgi duymaz oldular. Kanıksanma ve yüzeysel yaklaşımlarla geçiştirmeyi esas almaktalar. Kanıksanmaya alıştırılanlara inat, sesimize ses olan, duymayanlara duyurmak için yola çıkan Adil Okay'ın bu dosyayı hazırlaması takdire şayandır.