"Yıllar yıllar sonra hakkımızda “Pardon” denilmesini hiç istemiyoruz!... Bu açık mektubu yaşamakta olduğumuz haksızlığa ve adaletsizliğe ses çıkarmanız isteğiyle yazıyoruz."

Yaşımızdan daha fazla yaşantımız oldu hapishanede. Bu vesileyle dosyamıza ve durumumuza ilgi göstermenizi ve yapabileceğiniz bir şeyler varsa bunları yapmanızı ve mağduriyetimize ses çıkarmanızı istiyoruz. Ben ve Sinan Gülüm olayın yaşandığı gün ayrı ayrı yerlerdeydik. Tanıklarımızın ifadesi dosyadadır. Olaya dahil olduklarını söyleyen ve bizim olayda yer almadığımızı açıklayan arkadaşlarımızın ifadesi dosyadadır.

Cihan KARAMAN ve Sinan GÜLÜM

1 No’lu F Tipi Hapishane  TEKİRDAĞ

***

29.03.2022

Merhaba…

Bu açık mektubu yaşamakta olduğumuz haksızlığa ve adaletsizliğe ses çıkarmanız isteğiyle yazıyoruz.

Yeniden yargılanmamız üzerine alınan yargı kararı dolayısıyla 2021 yılından bu yana İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşmalara çıkmaktayız…

19-20 yıldır F Tipi hapishanedeyiz. Zor koşullarda yaşadığımız bilindiği için koşullarımızı anlatmayacağız.

Bizi buraya sürükleyen adaletsizlikler zincirine değineceğiz. “Geç gelen adalet adalet değildir” demiş Pascal ama biz geç gelecek “adalet”i dahi mumla arar durumdayız. “Serüvenimiz” Gülsuyu-Gülensu adlı gecekondu mahallesinde başladı. Ama bu “serüven” adliye koridorlarında bitecek gibi de değil, bu ülkede yaşayan herkesin başına gelebilecek türden, diğer yönüyle ise ibretliktir.

Dosya arkadaşları olarak hepimiz aynı mahallede yaşıyorduk. Birbirimizi okuldan, atölyeden, kahveden tanıyor, fırsat buldukça da birlikte zaman geçiriyorduk. Her mahallede, semtte fazlasıyla tanık olunan bir gençlik olayı, bizim için sonun başlangıcı oldu. Dosyada yer alan bazı arkadaşlarımızın da karıştığı bu olayda, tamamen istem dışı biçimde, akranımız olan bir kişi hayatını kaybetmiştir. Gerisi ise bildik hikayedir. İşkenceli sorgularda alınan “itiraflar”, örgütlü suçla ilgisi olmayan ilişkilerin “açığa çıkması”, yapılmayan onlarca eylemin “üstlenilmesi” ve sonuç; bir gençlik olayının adına eylem yapıldığı iddia edilen örgütün dahi habersiz olduğu, üstlenmemiş ve kınamış bulunduğu bir olayın örgüt eylemine dönüştürülmesidir. 20 yıldır bu talihsiz olayın bir örgüt eylemi olmadığını anlatıyor, kanıtlamaya çalışıyoruz. İlk yargılanmamız ise 2 No’lu DGM’de başladı ve devamında sadece tabelası farklı olan Özel Yetkili Mahkemece tamamlandı. Mahkeme hiçbir ayrım gözetmeksizin hepimize “örgütlü suçlar” kapsamında Ağırlaştırılmış Müebbet hapis cezası verdi.

“Örgütlü suçlar”a dair dosyamızda hiçbir delil, belge, bulgu olmamasına rağmen, sadece emniyet aşamasında (zorla, tehdit ve şantaj yoluyla alınıp örgüte mal edilen) alınan ifadelere dayanılarak ağır bir karar açıklandı.

Yargıtay’ın “örgütlü suçlar”a dair aldığı içtihat kararları doğrultusunda dosyamız incelendiğinde dahi hiçbir ilişki kurulamayacağı görülecektir.

Dosyamıza bakan savcılar, hakimler, Yargıtay üyelerinin birçoğu bugün FETÖ dolayısıyla ya hüküm giymiş ya ihraç edilmiş ya da firaridir. Zekeriya Öz, bu dosyanın savcısı ve asli unsurudur!

Dosyamızdaki ihlallerden kaynaklı avukatımızın AİHM’e yaptığı başvuru neticesinde devlet yargılamada ihlal yaptığını kabul ederek bu ihlalin sonuçlarını kaldırmaya dönük “Dostane uzlaşma/Çözüm” önerisinde bulundu. Tarafların kabulüyle bu doğrultuda yeniden yargılamaya karar verildi.

Geldiğimiz aşamada devlet, hak ihlali yapıldığını kabul etmiş olmasına rağmen, ilgili mahkeme bu konuda eski hükmü hayata geçirme yolunda adım atmaya çalışmaktadır. Duruşmalarda arkadaşlarımız benim ve Sinan Gülüm’ün olay yerinde, yanında, yöresinde dahi olmadığımızı anlatmalarına rağmen, tanıklarımızın gelip yeminli beyanlarda bulunmalarına rağmen, olaya tanık olduğunu söyleyenlerin aleyhimizde hiçbir ifadesi olmamasına rağmen, yargılamadaki görevli savcı, FETÖ’cü yargı mensuplarının vermiş olduğu adil olmayan ve Hak İhlali sayılan kararını tekrar talep etmektedir.

Hakkımızda en ufak bir delil dahi ortaya koyamayan savcılık bizim için ağır cezalar istemekten geri durmamaktadır.

Yaşımızdan daha fazla yaşantımız oldu hapishanede. Bu vesileyle dosyamıza ve durumumuza ilgi göstermenizi ve yapabileceğiniz bir şeyler varsa bunları yapmanızı ve mağduriyetimize ses çıkarmanızı istiyoruz.

Ben ve Sinan Gülüm olayın yaşandığı gün ayrı ayrı yerlerdeydik. Tanıklarımızın ifadesi dosyadadır.

Olaya dahil olduklarını söyleyen ve bizim olayda yer almadığımızı açıklayan arkadaşlarımızın ifadesi dosyadadır.

Örgütlü bir suç diye lanse edilen olayın da örgütlü bir yönünün olmadığı dosyadaki delil vs. boyutuyla incelenebilir. Zaten mahkeme de aksini kanıtlayamamaktadır!

Yıllar sonra hakkımızda ortaya çıkan bir şans oldu ve fakat o şansımızın da elimizden kayıp gitmesine göz yumulsun istemiyoruz!

Yıllar yıllar sonra hakkımızda “Pardon” denilmesini hiç istemiyoruz!

 Detaylı bilgilere ulaşmak için İstanbul Barosu’na kayıtlı olan avukatımız Gül ALTAY’la irtibata geçebilirsiniz.

İyi çalışmalar

Cihan KARAMAN

Sinan GÜLÜM

1 No’lu F Tipi Hapishane

TEKİRDAĞ