Müebbetlik tutsak yazdı: "Mahpuskarantina"

 

“Yaşanan süreçle birlikte bu tecrit daha da koyulaşarak artmıştır. Bunun da adı “önlem” olmuştur. Bu “önlem” bizlerin mutlak tecrit altına alınmamızdır. Her türlü sosyal faaliyetimiz (spor-sohbet) vs. ziyaret, avukat görüşümüz engellenmiş olmaktadır... PTT’den koli alımı engellendiği için Sosyalist basına ve istediğimiz kitaplara-yayınlara ulaşmamız ortadan kaldırılmış, dış dünya ile tek iletişimimiz ailelerimizle yaptığımız haftalık telefon görüşmesi şeklindendir.”

 

Kamil Turanlıoğlu

2 Nolu F Tipi Hapishane P.K. 145 A-3-8

Kandıra/KOCAELİ

 

***

 

8.05.2020

Sevgili Adil Hocam Merhaba..

 

   Umuyoruz ki iyisinizdir. Bizler iyiyiz, başta Veysel ve Abdullah yoldaş olmak üzere buradaki tüm dost ve yoldaşların selam ve sevgilerini iletiyoruz sizlere.

 

   Yollamış olduğunuz kartlar elimize ulaştı sağ olasınız. Emeği geçen tüm canlara selamlar sevgiler çalışmalarınızda başarılar.

 

   Sevgili hocam içinden geçtiğimiz bu zorlu dönemde hapishanelerdeki yaşam da daha da zorlaşmakta, ağırlaşmaktadır. Öncelikle bir şey belirtmek isterim, takip edebildiğimiz kadarıyla başında genel olarak “hapishanelerde temizlik maddelerine ulaşılamadığı” vb yönlü haberler çıkıyor, bu haberler doğrudur, lakin bu haberlerden kaynaklı sanki Adalet bakanlığının dağıttığı bir kalıp sabunla, bir bardak çamaşır suyuyla vs. hapishanelerde hastalığın yayılmayacağı gibi bir algının da kamuoyunda oluştuğu biliniyor. Elbette bu haberler de önemli ve yadsıdığımız düşünülmesin ama durumun daha ağır ve önemli yanını örttüğünü düşünüyoruz.

 

 Sizlerin de bildiği üzere coğrafyamızda hapishaneler tecrit rejimi üzerine kurulan bir sistemde yönetilmektedir.

 

   Yaşanan süreçle birlikte bu tecrit daha da koyulaşarak artmıştır. Bunun da adı “önlem” olmuştur. Bu “önlem” bizlerin mutlak tecrit altına alınmamızdır. Her türlü sosyal faaliyetimiz (spor-sohbet) vs. ziyaret, avukat görüşümüz engellenmiş olmaktadır... PTT’den koli alımı engellendiği için Sosyalist basına ve istediğimiz kitaplara-yayınlara ulaşmamız ortadan kaldırılmış, dış dünya ile tek iletişimimiz ailelerimizle yaptığımız haftalık telefon görüşmesi şeklindendir.

 

   Bildiğiniz gibi birçoğumuz on beş, yirmi yıldır hapishanelerde yatmaktayız ve birçok hastalığımız-rahatsızlığımız bulunmaktadır. Yaşadığımız bu ağır süreç çoğu hasta olan arkadaşlarımızın durumunu daha da ağırlaştırmakta, sağlam olanlarıysa potansiyel hastalar haline getirmektedir... Hastane, mahkeme sevkleri yapılmamaktadır.. Çoğu hasta arkadaşımızın rutin (zorunlu) hastane kontrolleri yapılamamaktadır. Kalp hastası olan ve düzenli kontrol altında tutulması gereken Abdullah ve Veysel Kaplan yoldaşlar buna örnektir.. Ayrıca Veysel yoldaş pandemi öncesi diş tedavisi görüyordu, dişlerine köprü yapılmak için dişleri kesilmişti. Salgın başlayınca o şekilde dişler kesik halde kalmıştır. Bu benim yakından yaşadığım bir durumdur. Keza birçok hapishanede, bildiğimiz birçok hasta arkadaşımız vardır, kimisi felçlidir, kimi diyaliz hastası kimisi ise engellidir.

 

Netice itibariyle yaşadığımız süreç bir insan hakları ihlali zinciridir. Yaşanılan süreç öyle sabun, çamaşır suyu dağıtıp, personelin ateşini ölçerek çözülecek bir şey değildir. Başta ağır hasta tutsaklar olmak üzere tüm tutsaklar serbest bırakılmalıdır. Zira bu süreç açıklandığı üzere birkaç aylık bir mesele değil belki de yılları alacak bir konudur.

 

   Diğer yandan sistem pandemi durumunu da fırsata çevirip infaz yasası değişikliğiyle yeni bir haksızlığa-hukuksuzluğa imza attı. Her şeyde olduğu gibi bunda da yandaş menfaati ön plana çıkarılmış Anayasal haklar, insan hakları, ne kadar demokratik hak varsa askıya alınmıştır. Sistemin niteliğini yakından bilen-yaşayan insanlar olarak duruma pek şaşırdığımız söylenemez. Her zaman olduğu üzere halka-dev-demokratik kesimlere ideolojik bir yaklaşım sergilemiş adeta “düşman hukuku” uygulamıştır. Öyle ki yaşlı, hasta, çocuk hükümlü tutuklular arasında bile ayrıma gidilmiş, siyasal faaliyetleri nedeniyle hapishanede bulunanlar ölüme- ağır cezalara mahkûm edilmiştir. Çocuk tutsaklara dahi “terör örgütü kurmak, yönetmek, üye olmak” gibi bir yönelimi gösteren siyasi bir yaklaşımın ne derece korkunç olduğu ortadadır.

 

Sevgili Adil Hoca,  daha önce size yazmıştım, anlaşılan ulaşmamış  en son gönderdiğiniz sergi afişi aldıktan sonra bekletmek istemedim. Mektupların geç ulaştığını da bilmenizi isterim, açıkça postanelerin işlemi nasıl şu günlerde bilemiyorum. İçeride dediğim gibi “mapuskarantina” yı yaşadığımızdan emin olamıyorum. En son iki kartınızı almıştım ve tabi ne kadar sevindiğimi tahmin edersiniz. Teklilerde olduğumdan sanırım iki fazlası izoleyiz. Burada yeni tutuklanıp gelenler ya da acil hastaneye gidenler olursa on dört günlük karantinayı bulunduğum koridorda teklilerde izole ediyorlar. Tabi herhangi bir iletişim de olmadığından sadece gelip-gittiklerini duyuyoruz o kadar. Şimdilik iyiyim, iyiyiz anlayacağınız? Merakımız elbette dışarıdaki sevdiklerimiz ve sizlersiniz. Lütfen iyi bakın kendinize iyi olun her koşulda… Bizler de böyle iyi oluruz biliyorsunuz!

 

   Sevgili hocam, bitirirken tüm dünyada yaşadığımız bu salgın sürecinin en kısa sürede bitmesini dileğiyle, gelecek güzel yarınlarda özgür sohbetlerde buluşma umuduyla sıkıca kucaklıyoruz sizleri, kendinize çok iyi bakın tüm dostlara  selamlar sevgiler. Çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Sevgilerimle

Kamil

 

Kamil Turanlıoğlu

2 Nolu F Tipi Hapishane P.K. 145 A-3-8

Kandıra/KOCAELİ