Diyarbakır Yüksek Güvenlikli hapishanesinden Mektup Var

Merhaba

            İyi olmanız umuduyla yürekleri iyilikten, güzellikten yana olan bütün dostlara selam, sevgi, saygılarımı gönderiyor, daha eşitlikçi özgürlüğün olduğu yaşanılır bir dünya umuduyla selam, sevgi, saygılarımı gönderiyorum. Başa bela Koronalı günlerde elbette en gerekli olan; sağlık diliyorum.

            Kartınız ulaştı.

            Bizde değişen bir şey yok. Sıcak havalar, problemler… Uğraş… Aynı devam ediyor.

             Bu aynılık, tekrar hali sanki sadece mahpushaneye, içeriye özgü değilmiş gibi. Yoksulluk, açlık, işsizlik… birer sosyal felaket gibi sürüyor. Yine sel baskınları, orman yangınları, depremler. Aç gözlülüğün, bitmek bilmeyen hırsın sonucu doğanın tekrara dönüşen insanoğlunda felaketler halinde biz insanoğluna ölümcül geri dönüşü…

            Etrafımızda gördüklerimiz, tanık olduklarımız, işittiklerimiz, ya da sebep olduklarımız… adına ebedi tekrar denen bir tekrardan mı ibarettir bize yeniymiş gibi görünen? Bunun tek bir cevabı var mı? Kestirmek zor. Gerçekten de iddia edildiği gibi her şey ileriye doğru bir akış halinde mi, zaman ilerliyor mu? Öyle olsaydı diğer bütün felaketler gibi tehlikeli ve ölümcül olan, insanlığın bütün olumlu birikimlerini içten içe kemiren Taliban zihniyetinin 20 yıl sonra geri gelişi zamanın ilerlediğini nasıl izah edecek? Zaman ilerlemiyor da yoksa zihnimiz mi bize oyun oynuyor?

            Gördüğüm kadarıyla zaman ve mekan algısı, büyük oranda ya bilincimiz bu iki şeyi çarpıtmış, en büyüğü zaman için “ilerleme”, mekan için ise “genişleme”dir. Bu ikisi, zamansal ilerleme ve mekansal genişleme hem kültürel, hem de psikolojik olarak biz insanoğlunun başını döndürerek ayartıyor.

            Bir tek hakiki zaman birimi, eş zamanlılık daha gerçeğe yakın duruyor. Ne bir şey ilerliyor, ne de geriliyor. O zaman birimi içinde kardeş, arkadaş katli ve en harika dayanışma aynı an ve mekanda gerçekleşiyor. Oysa ilerlediğimizi ve mekansal olarak genişlediğimizi zannediyoruz. Oysa taa Habil’in katlediliş hikayesinden bu yana Kabil’ler çoğalıyor Aganistan’da Taliban’ın 20 yıl sonra geri dönüşü gibi… Neyse… uzatmayayım. Sonuçta Büyük Anlatıyı zihnimiz üretmiyor mu, bunun eseri değil mi?

            Durumunuz umarım iyidir. Koronanın biteceği. Yepyeni versiyonlarla kendini yeniliyor, mutantlarla daha fazla güçlenerek geri dönüyor. Sağlık diliyorum.

            Bizler de iyiyiz. Eski problemler sürüyor. Alıştık bir nevi.

            Tekrardan bütün arkadaşlarım adına selamlarımı, sevgi, saygılarımı gönderiyorum. Sağlık, iyilik diliyorum.

            Sağlıcakla, umutla kalın.

M. Enes TUNÇ

1 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishane C-45

DİYARBAKIR