Bêhrûz ŞÛCAYÎ'den Mektup Var

“Der evine, meh cebînê, xem revinê, horî eynê

Nanezinê, şûbhê zinê, ew bi ser bêmarê tê.

 

Turkêtazî, işwenazî, sermênazî, serfiraz

Cilwesazî, nemz û razî, der dile, hişiyarê tê,

 

Leb eqîqê, dêm reqiqê, dil sediqe, puri şefîq

Xweş refîqe, ber terîqe, pursiyarê, yarê tê.”

                                                           (ji Dîwana Kerbelayi)

 

Sevgili Adil Hocam, merheba!

                       Kucak dolusu sıcak sevgilerimle selam ve saygılarımı yolluyor, iyi ve sağlıklı olmanızı dilerim. Ufukta kurban bayramı vesilesiyle başta sizin değerli ailenizin, diğer tüm tanıdık ve dostların kurban bayramınızı en içten duygularımla kutluyor, Kurbansız ve kansız bayramların, acı ve kederlerin olmadığı, barışın ve kardeşliğin, huzur ve mutluluğun anlam ve değer kazandığı-kazanacağı nice bayramlara…

                       Sevgili Hocam; göndermiş olduğunuz kitaplar elime geçti. Büyük bir zevkle okudum, keyif aldım. Tekrardan elinize, güzel ve şiir gibi yüreğinize, değerli emeğinize sağlık. İnceliğiniz ve duyarlılığınız için saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum. İlkin kitaplar gelirken kısaca bilgilendirmiştim. Ahmet hocanın (Ada) “şiir yazılarını” roman ve sizin “Tuhaf Buluşmalar Metrosu” adlı oyun-tiyatro kitabınızı de şiir kitapları sanmıştım. Ama elime alınca, farklı kitaplar olarak ortaya çıktı. Biraz geç verdiler, okur okumaz yazayım dedim. Açıkçası tiyatro ile ilgili oyun kitaplarını pek okumamıştım, bu belki ikinci mi üçüncü mü kitap oluyor. Ama hoşlandığım ve güzel bir deneyim-okuma oldu. Sade, net ve kısaydı. Ama anlam ve derinliği güzeldi. Diyaloglardaki gerilim ve heyecan, ritimleri de iyiydi. Akışı ve sorgulayıcılığı, ilgiyi artıran bir tarzdaydı. Gerçi benim değerlendirme ve gözlemlerimin pek önemi yok (çünkü bildiğim bir konu alan değil), ama sanatla, ilgilenenlerin görüş ve değerlendirmeleri sizin için daha önemli:) Ama her bir soru ve cevapta, her bir cümlede değerlendirecek-konuşulacak çok şey vardır. Ama dediğiniz gibi, kapitalist modernite aşkı ve sevgiyi öldürmüştür. Paradoks gibi, aşkı ve sevgiyi, özgürlüğü vb. kavramları-değerleri yüceltiyor gibi görünse de özünde tüm toplumsal ve insani değerlerin anlamını ve içeriklerini boşaltarak topluma geri iade etmeye çalışıyor. Toplumlara ait olan tüm bu güzel ve değerli kavram ve değerleri ruhsuzlaştırıp öyle geri iade ediyor. Maneviyatlarını boşaltmış, üretimi değil salt tüketime, yüceltmeye ve güzelleştirmeye değil alçaltmaya ve çirkinleştirme-yozlaştırmaya kurulu bir kültür ve zihniyet. Dolayısıyla böyle bir kültürün ve zihniyetin toplumsal veya toplumsallık olunamayacağı açıktır. Yani tüm insani ilişkiler ve durumlar paraya ve tüketime endekslenmiş durumda. Umudun, heyecanın ve hayalin bile tüketildiği çağ ve ortamlarda, “Tuhaf Buluşmalar Metrosu” güzel bir “duruş” ve “direniş” örneğiydi bence. Uzatmamayım, inançlı ve dirençli yüreğinize  sağlık tekrar. Doğrusu diğer kitaplarınızı da zevkle okumak isterdim. (Büyüme emi, Şair kapıları, Hapishaneye Esinti Yollayalım, Arkası Yarın…, Korona Günlerinde Mahpusluk) şayet kendi kitaplarınızı gönderirseniz, özellikle imzalarsanız, çok memnun ve mutlu, minnettar kalırım.

                       Sevgili Ahmet hocanın “Şiir Yazıları” nı da çok beğendim. Çok değerli ve anlamlı bir araştırma-inceleme. Şiirle, şiir dünyası ile ilgilenenler için güzel bir teori kitabı. Ama maalesef ben özel olarak şiirle ilgilenmediğim için, pek faydalanamadım. Şiirle ilgilenen birinin, el altında bulundurması gereken bir kitap. Dedim ya, ben şiirle ilgilenmeyen biriyim. Evet, belki okuyorum ve okumasını da seviyorum. Onun için de beğendiğim ve etkilendiğim şiirleri yanıma yazan ve bu yüzden de paylaşmayı da sever ve paylaşmak isterim. Yukarıda Kerbelanın Kürtçe dizelerini paylaştığım gibi:) Şiir işi, bilgi-birikim, sanat gerektiren bir iştir. Diğer bir deyişle, ince bir zeka işçiliğidir.

                       Şairler, gözümde hep toplumun bilge kişilikleri, vicdani sesleridir. Duyguda, düşüncede ve ruhta estetize olmuş (etik olarak da) birey kişiliktir. “Simorx” lar misali zorlu sınavlardan geçmiş, arınmış ve çağının entelektüelidir. Onun için, şiir yazar mıyım bilmiyorum. Ama hep okumak istemişimdir. Hani derler ya, müzik gibi, şiir de ruhun gıdasıdır. Bu vesileyle, kitabın yanımda pek işlevi olmayacağından, şiirle ilgilenen bir arkadaşıma gönderdim. Bu vesileyle tekrardan teşekkürler.

                       Bitirirken kendinize ve sağlığınıza, güzel yüreğinize iyi bakın. Sevgili aileniz başta olmak üzere tüm dostlara sonsuz sevgi, selam ve saygılarımı yolluyorum. Hoşça kalın, sağlıcakla ve dirençle, umutla ve sevgiyle kalın.

Bêhrûz ŞÛCAYÎ

20.06.2022