Sincan

Cezaevleri Yangın Yeri... 12 Eylül Gibi...

Cezaevlerindeki hak ihlalleri ve baskılar, darbe girişiminin ardından dayanılmaz boyutlara ulaştı. Aile ve avukat görüşünün engellenmesi, görüşlerin kamera ile kayıt altına alınması, gazete ve kitapların yasaklanmasının yanı sıra darp ve özellikle 12 Eylül’dekine benzer sistematik işkence iddiaları da gündeme gelmeye başladı.

Bazi Aslan ve Mesut Deniz Sürgünden Yazdı: Adresimi Yakınlarıma Duyurun

 

Yanımıza alacağımız eşyalarımız verilmedi. Hastalar bu nedenle ilaç sıkıntısı çekti. Selmani adlı bacağından ameliyatlı bir arkadaşın değneklerine “kurumun malı” denilerek el kondu. “Ameliyat için gittiğimde Silivri’de ben aldım bunları” diyerek durumu açıklamaya çalışıp tartışan arkadaş yürüyemeyecek halde iken kelepçelenip ringe atıldı.

Ölüm Orucu Gazisi OHAL'in Hapishanelere Yansımasını Değerlendiriyor

Hapishanelere yönelik saldırı emekçi sınıflara saldırının ön cephesidir

İçeriden ölüm haberleri duymamanın tek koşulu dışarıdaki emekçilerin tutsaklarla dayanışma içine girmesi. Bu dayanışma ne denli güçlü örülebilirse, içerideki saldırıların ve ardından dışarıda daha da yoğunlaşacak devlet terörünün önüne o denli geçilebilir.

Tekirdağ Cezaevi'ne Sürülenlere Yapılan İşkenceler

TEKİRDAĞ F TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMU

Tekirdağ Cezaevinde 15 temmuzdan önce başlayan sürgünlerin OHAL süresince daha çok arttığı, sürgünler sırasında tutsakların ring aracında yaşadıkları ihlaller, ring aracında görevli memurlar tarafından sözlü ve fiziksel şiddet gördükleri, sevk edildikleri cezaevlerinde güvenlik gerekçesi ile görevli memurların insanlık onuruna aykırı Çıplak Arama dayatması ve bu dayatmaya karşılık veren mahpusların fiziksel şiddet ve işkenceye varan uygulamalara maruz kaldıkları tespit edilmiştir.

“Her şey yalnız kalabilir ama siyasi tutsaklar asla”

İstanbul: Partizan Şehit ve Tutsak Aileleri (PŞTA) 15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL uygulamaları sonrası tutsak Partizanlar’a dönük işkence ve sürgün sevkleri protesto etmek için basın toplantısı gerçekleştirdi.

“Kamuoyunun duyarsız kalmaması gerekir”

TUTSAK GAZETECİ MİKTAT ALGÜL OHAL’İN EKMEK HAKLARINI BİLE GASP ETTİĞİNİ YAZDI

Sevgili Adil Okay

Devrimci yurtsever duygularla selamlar.

FETÖ ve AKP ittifakı döneminde yasadışı yollarla cezaevine konan tutsak gazeteceiyim.

(…)

Bu son FETÖ darbe girişiminden sonra cezaevinde hak gaspları arttı. 3 kişilik hücrede 6 kişi kalıyoruz. Görüş zamanını 30 dakikaya indirdiler. Askeri usül ve yöntemle sayım ve uygulamaya çalışıyorlar. Dün (19 Temmuz) adam başı 2 olan ekmek hakkımızı bire indirdiler. (Hala şu an bugünün ekmeği gelmedi). Mektuplarımız adreslere düzenli ulaşmıyor. (…) 2 günde bir düzenli aramalar yapılıyor. V.s.

(…)

Tutsak Tayyar Eroğlu yazdı: “DİRENİŞİN SESİ DÜNYANIN EN GÜZEL SESİDİR.”

“Cezanın mantığına doğru inildiğinde, ceza verilenin duraksız tahakküm altında tutulması karşımıza çıkar. Bu nedenle özellikle zindanlarda durdurak yoktur. Bir şeyler biter başka şey, önceki daha bitmeden devreye girer. Ceza nedenlerinin adli ya da siyasi olmasının bir ayrımı yoktur özde. Biçimdedir fark. Hapishane dahi kavram olarak baskı, şiddet algısını içerir. (…)